11 Temmuz 2024 Perşembe

Mardin Sofrası, Lezzetin Adresi Mardin Mutfağı-Yılmaz Parlar

 Lezzetin Sırrı- İşkembe Dolması Nasıl Yapılır

Mardinli Girişimci Lezzet Sultanı, Mardin Yemekleriyle Lezzet Rüzgarı Estiriyor

Mardinli girişimci kadın Nevim Ölçenoğlu geleneksel Mardin yemeklerini özel müşterilere ve restoranlara sunarak adeta bir lezzet elçisi haline geldi.



"Lezzet Sultanı" olarak anılan Nevim Ölçenoğlu, mutfaktaki yeteneği ve girişimcilik ruhuyla büyük bir başarı hikayesi yazdı.

Nevim Ölçenoğlu’nun mutfağından çıkan yemekler, sadece Mardin'li olanları değil, herkes tarafından büyük beğeni topluyor.



Lezzetin Sırrı İşkembe Dolması

Nevim Ölçenoğlu’nun en favori yemeklerinden biri olan işkembe dolması, özel tarif ve taze malzemelerle hazırlanıyor. İşkembe dolması, Mardin'in eşsiz baharatlarıyla harmanlanarak adeta bir lezzet şöleni sunuyor. Bu özel yemek, birçok restoranın menüsünde yer almakla kalmayıp, özel müşteriler tarafından da sıkça tercih ediliyor.



Girişimcilik Yolculuğu

Nevim Ölçenoğlu’nun girişimcilik hikayesi, Mardin'in dar sokaklarında başlıyor. Küçük yaşlardan itibaren mutfağa olan ilgisi ve sevgisi, onu bu yola yönlendirmiş. İlk başlarda evde küçük çaplı üretim yaparken, zamanla talebin artmasıyla birlikte işini büyütme kararı almış. Şimdi ise Mardin'in en ünlü restoranlarına yemek tedarik ediyor ve özel müşterilere de hizmet veriyor.



Müşteri Memnuniyeti ve Başarı

Nevim Ölçenoğlu’nun müşterileri, onun yemeklerini överek bitiremiyor. Taze malzemeler kullanarak hazırladığı yemekler, Mardin'in otantik tatlarını en iyi şekilde yansıtıyor. Özellikle işkembe dolması, lezzeti ve sunumuyla adeta bir sanat eseri niteliğinde.



Gelecek Planları

Nevim Ölçenoğlu, gelecekte işini daha da büyütmeyi ve Mardin yemeklerini uluslararası arenada tanıtmayı hedefliyor. Şu anda  bir yemek atölyesi açmayı planlıyor ve burada hem yemek yapmayı öğretmeyi hem de Mardin'in lezzetlerini daha geniş kitlelere ulaştırmayı amaçlıyor.



Nevim Ölçenoğlu’nun başarı hikayesi, girişimci kadınların neler başarabileceğinin en güzel örneklerinden biri. Onun azmi ve yeteneği, Mardin'in lezzetlerini tüm Türkiye'ye ve hatta dünyaya tanıtma yolunda emin adımlarla ilerliyor.

Mardinli Girişimci Kadın Nevim Ölçenoğlu, Yöresel Türk Mutfağını Tanıtma ve Yayma Misyonuyla Öne Çıkıyor

Nevim Ölçenoğlu'nun hikayesi, Mardin'in otantik tatlarını yaşatmanın yanı sıra, yöresel Türk mutfağını tanıtma ve yayma misyonunu başarıyla gerçekleştiren bir girişimci kadın olarak ilham veriyor.



Mardin Sofrası -Mardin mutfağı

Lezzet Deneyiminin Zirvesi Mardin mutfağı, zengin ve yöreselleriyle lezzet Türk mutfağının gözde noktalarından biridir. Mardin'in tarihi ve kültürel dokusunu yansıtan bu lezzetler, damakları şenleştirirken ruhları da besler.



Mardin yemekleri, geleneksel tariflerle hazırlanan ve özenle pişirilen lezzetlerdir.

Mardin yemekleri sadece lezzetleriyle değil, aynı zamanda özgün sunumlarıyla da dikkat çekiyor. Her birinin kendine özgü bir tarzı ve sunumu mevcuttur. Bu da Mardin yemeklerini diğer yöresel lezzetlerden ayıran özelliklerden biridir

Mardin yemekleri, sadece birer yemek değil, aynı zamanda bir kültür oluşumudur. Bu yemeklerin, yörelerin geçmişinden bugüne taşınan miraslar ve onun biri, kendi hikâyesini ve lezzetini barındırır. Bugün bile Mardin'in sokaklarında dolaşırken bu yemeklerin kokuları sizi karşılar.

Mardin sofrası, geniş bir yelpazede sunulan yemek seçenekleriyle ona zevke hitap eder. Et yemeklerinden sebze yemeklerine, tatlılardan mezelerine kadar pek çok seçenek bulunuyor.

İşkembe dolması, kaburga dolması, içli köfte, Süryani çöreği gibi Mardin yemekleri, yöresel lezzetler arasında önemli bir yere sahiptir. Bu yemekler, Mardin'in zengin mutfak kültürünün bir parçasıdır.

İçli köfte kıyma ve bulgurun muhteşem uyumunu hissettiren bir lezzet harikasıdır. Süryani çörek tatlı sevenlerin favorisi olan bir tatlı çeşididir.

Bu yemekler genellikle ailece toplanıp birlikte hazırlanır ve yenir. Bu sayede hem yemek kültürü yaşatılmış olur hem de birlikte vakit geçirme fırsatı yakalanır

Mardin sofrasında yer alan ve acılı humus gibi mezeler, ana yemeklerden önce damakları şenlendirilir.

Mardin'in meşhur yemekleri arasında bulunan ciğer kebabı, Zeytinyağlı biber dolması, cevizli biberin birleştirilmesi, içli köfte ve kuzu tandır gibi lezzetler, misafirlerinizi büyüleyecek kadar lezzetlidir. lezzet şölenidir.

Mardin'in meşhur tatlıları arasında bulunan kadayıf dolması, cevizli baklava ve irmik helvası gibi lezzetler, tatlı sevenlerin vazgeçilmezi olmuştur.

Mardin sofrasında sunulan yemeklerin hazırlanmasında kullanılan yöresel yöntemler ve baharatlar, lezzetleri benzersiz bir şekilde sunar. Zeytinyağı, nar ekşisi, sumak ve kekik gibi yöntemler, yemeklere özgü bir tat katar.

Mardin mutfağı, yemeklerin sunumunda da özenli bir yaklaşım benimser. Renkli tabaklar, şık sunumlar ve dekoratif detaylar, misafirlerin hayranlığını derinleştirir.

Mardin sofrası, aynı zamanda misafirperverlik ve paylaşımın simgesidir. Bol çeşitli yemekler, kalabalık sofralar ve keyifli sohbetler, Mardin'in sıcak ve samimi kültürünü yansıtır.

Mardin sofrası sadece bir yemek değil, bir kültür ve üretimin ta kendisidir. Bu eşsiz lezzet deneyimini yaşamak için Mardin Mutfağını keşfetmelisiniz.

yilmazparlar@yahoo.com

5 Temmuz 2024 Cuma

Bahşiş Düzenlemesi-Yılmaz Parlar

 


Bahşiş Düzenlemesi

TURYİD -Turizm, Restoran Yatırımcıları ve Gastronomi İşletmecileri Derneği Başkanı Kaya Demirer, uzun süredir Gelir İdaresi Başkanlığı'ndan talep ettikleri kredi kartı ile bahşiş ödenmesi yasal düzenlemesini sektör çalışanlarıyla birlikte desteklediklerini açıkladı.



TÜRES-Türkiye Lokantacılar ve Restoranlar Derneği Başkanı Ramazan Bingöl, sektörün mevcut durumu ve ekonomik gelişmeler üzerine dikkat çekici bir konuşma yaptı. Bingöl, işveren ve işçinin aynı yasa altında birleşmesinin önemine vurgu yaparak, bu durumun Türkiye'de nadiren görüldüğünü belirtti.



Başkanlığını Kaya Demirer’in yaptığı Turizm Restoran Yatırımcıları ve Gastronomi İşletmeleri Derneği (TURYİD) ve Başkanlığını Ramazan Bingöl’ün yaptığı Tüm Restoranlar ve Turizmciler Derneği (TÜRES) işletmeler ve çalışanlar için yeni vergi paketi torba kanunu kapsamındaki 'Bahşiş Düzenlemesi' hakkında Basın Toplantısı düzenledi. 4 Temmuz 2024, Perşembe günü Point Barbaros hotelde gerçekleşen Basın toplantısına işletme sahipleri ve çalışanlarda katıldılar.



TURYİD Başkanı Kaya Demirer'den Kredi Kartı ile Bahşiş Düzenlemesi Üzerine Açıklama

Türkiye Restoran Yatırımcıları ve Gastronomi İşletmeleri Derneği (TURYİD) Başkanı Kaya Demirer, son ekonomik gelişmeler ve sektörün durumu hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Kaya Demirer, uzun süredir Gelir İdaresi Başkanlığı'ndan talep ettikleri kredi kartı ile bahşiş ödenmesi yasal düzenlemesini desteklediklerini açıkladı. Bu düzenleme, pandemi döneminden itibaren azalan nakit bahşiş gelirlerine çözüm olmayı hedefliyor.

Demirer, konuşmasının başlangıcında Türkiye’nin 2024 yılı sonu itibariyle öngörülen ekonomik değerlerine vurgu yaptı. 2024 yılının sonunda beklenen üç milyar TL'lik ekonomik büyümenin bazı ifadelerde belirtildiğini ve buna ek olarak yüzde on oranında bir artışın daha gerçekleşebileceğini ifade etti.

"Bu yıl sonu itibariyle üç milyar TL'lik bir ekonomik değere ulaşmayı bekliyoruz. Ancak, bu rakam yüzde onluk bir artışla daha da yükselerek ülkemizin ekonomik büyümesine önemli bir katkı sağlayacaktır," diyen Demirer, bu büyümenin işletmeler ve çalışanlar üzerinde nasıl bir etki yaratacağını detaylı bir şekilde anlattı.



Çalışan Sayısı ve Gelir Artışı

Demirer, işletmelerde çalışan sayısının iki milyon kişiye ulaşacağını ve bu durumun Türkiye'deki hane halkı gelirlerine olumlu yansıyacağını belirtti. "İki milyon kişi istihdam edilerek, iki milyon hane halkının gelir ve yaşam alanlarına olumlu katkı sağlayacağız," dedi.

Devletin Rolü ve Uygulamalar

Devletin Hazine Bakanlığı üzerinden uygulayacağı yüzde on beşlik vergi indirimi ile işletmelerin daha rahat bir nefes alacağını belirten Demirer, "Devletin bu konuda yapacağı düzenlemeler ile işletmelerimiz ve çalışanlarımız daha iyi koşullarda çalışabilecekler. Bu durum, ekonomik büyümeye ve refah seviyesinin artmasına katkı sağlayacaktır," diye konuştu.



Sosyal Medya ve Popülist Yaklaşımlar

Kaya Demirer, sosyal medya ve popülist yaklaşımların ekonomik gerçeklere zarar verebileceğine dikkat çekerek, "Ekonomi konusunda yapılan araştırmalar ve bilgilendirmeler, sosyal medyada yer alan popülist yaklaşımlardan daha önemlidir. Bizler, ekonomik gerçeklere dayanarak hareket etmeli ve işletmelerimize en iyi şekilde destek olmalıyız," dedi.

Demirer, konuşmasını işletmelerin ve çalışanların önemine vurgu yaparak tamamladı. "İşletmelerimizin ve çalışanlarımızın refahı, Türkiye ekonomisinin büyümesi için büyük bir önem taşımaktadır. Hep birlikte çalışarak, daha güçlü bir ekonomik yapıya ulaşacağımıza inanıyorum," ifadelerini kullandı.

Bu açıklamaların ardından, TURYİD’in önümüzdeki dönemde hangi adımları atacağı merakla bekleniyor. Ekonomik değerlerin artışı ve istihdam olanaklarının genişlemesi, Türkiye’nin geleceği için umut verici görünüyor.



TÜRES Başkanı Ramazan Bingöl Bahşiş Yasası

"Türkiye'de belki de ender görülen bir durum yaşıyoruz," diyen Bingöl, iki milyon kişiyi temsil eden iki derneğin, işveren ve işçinin aynı yasada birleşmesini sağladığını belirtti. Anadolu’nun birçok yerinde hizmet üreten bu büyük topluluk, beş milyon kişiyi ve onların ailelerini etkiliyor. Bu birleşmenin, devletin gelirlerinin artmasına da katkı sağlayacağını ifade etti.

Konuşmasında bahşiş yasasına da değinen Bingöl, şu anda kayıt dışı olan bahşişlerin yeni yasa ile kayıt altına alınacağını belirtti. Bu sayede hem çalışanlar hem de devletin kazanç sağlayacağını ifade etti. "Bu yasa çıkınca, çalışanlarımızın aldığı bahşişler yüzde elliden yüzde yüze kadar artacak," dedi.



Sektörün Beklentileri ve Maliye Bakanı'na Çağrı

Ramazan Bingöl, Maliye ve Hazine Bakanı Mehmet Şimşek’e seslenerek, bu yasanın yeniden değerlendirilmesi ve kanunlaşması talebinde bulundu. "Çalışanlarımız ve sektörümüz adına bu yasanın torba yasaya dahil edilip yeniden gündeme alınmasını rica ediyorum," dedi.



Sosyal Medya ve Popülist Yaklaşımlar

Sosyal medyada yapılan bazı yorumlara da değinen Bingöl, "Milyonlarca insanın hakkını yiyorlar. Böyle bir şey olabilir mi?" diyerek, bu tür yaklaşımların sektöre zarar verdiğini ifade etti. Popülist yaklaşımlar yerine, ekonomik gerçeklere dayalı adımların atılması gerektiğini belirtti.



Pozitif Çalışmalar ve Gelecek Planları

Bingöl, sektörde yapılan pozitif çalışmaların önemine de değinerek, "Bu konuda gerçekten çok ama çok önemli işler yapıyoruz," dedi. Konuşmasını sektörün geleceği için umut verici mesajlarla tamamladı.



OLEYİS- Otel Lokanta ve Eğlence Yerleri İşçileri Sendikası Başkanı Vedat Böke'nin Görüşleri;

Vedat Böke, kredi kartı ile bahşiş ödenmesi yasal düzenlemesi hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Böke, bu düzenlemenin sektör çalışanlarının haklarının korunması ve gelirlerinin artırılması açısından son derece olumlu bir adım olduğunu belirtti.

Çalışan Gelirlerinin Artması

Böke, kredi kartı ile yapılan bahşiş ödemelerinin, çalışanların gelirlerinde ciddi bir artış sağlayacağını ifade etti. Mevcut durumda nakit olarak alınan bahşişlerin kayıtsız olması nedeniyle çalışanların gerçek gelirlerinin tam olarak görünmediğini ve bu durumun, emeklilik ve diğer sosyal haklarının hesaplanmasında olumsuz etkiler yarattığını belirtti. Yeni düzenlemeyle birlikte tüm bahşişlerin kayıt altına alınması, çalışanların hem günlük gelirlerini hem de uzun vadeli sosyal güvenlik haklarını iyileştirecek.

Vergi Kesintisi ve Şeffaflık

Böke, bahşişlerin kredi kartı ile ödenmesi ve yalnızca %10'luk bir vergi kesintisi uygulanmasının, mevcut sistemde karşılaşılan yüksek kesintilerden çalışanları koruyacağını belirtti. Bu düzenlemenin, hem çalışanlar hem de işverenler açısından daha adil ve şeffaf bir sistem oluşturacağını vurguladı.

Kayıtlı Ekonomiye Katkı

Bahşişlerin kayıt altına alınmasının, hem devletin vergi gelirlerini artıracağını hem de kayıt dışı ekonominin azalmasına katkı sağlayacağını ifade eden Böke, bu düzenlemenin, sektörün genel yapısına olumlu etkiler yapacağını belirtti. Ayrıca, çalışanların gelirlerinin belgelenmesi sayesinde bankalar gibi finansal kuruluşlardan daha kolay kredi alabileceklerini ve ekonomik olarak daha güvenli bir gelecek inşa edebileceklerini söyledi.

Vedat Böke, çalışanların, bahşiş gelirlerinin asgari brüt ücretle sınırlanmaması gerektiği yönündeki taleplerine destek verdi. Emeğin ve hizmetin takdirinin müşteriye bırakılmasının önemli olduğunu vurgulayan Böke, çalışanların haklarının korunması ve gelirlerinin artırılması için sendika olarak her türlü desteği vereceklerini belirtti.

Vedat Böke, OLEYİS olarak, kredi kartı ile bahşiş ödenmesi yasal düzenlemesini desteklediklerini ve bu düzenlemenin sektör çalışanları için önemli bir kazanım olacağını belirtti. Bu yeni uygulamanın, hem çalışanların gelirlerini artıracağını hem de kayıtlı ekonomiye geçişi hızlandıracağını vurguladı

TURYİD; İşletme sayısı: 3.500+, Çalışan sayısı: 150.000, Yıllık ziyaretçi sayısı: Yaklaşık 180 milyon

TÜRES; İşletme sayısı: 25.000, Çalışan sayısı: 750.000, Yıllık ziyaretçi sayısı: Yaklaşık 900 milyon



 İTO Restoran, Yiyecek ve İçecek sektörünü komite başkanı ve TURYİD yönetim kurul üyesi Ebru Köktürk Koralı ile Gönüllü Bahşiş Ödemesi hakkında özel söyleşide;

Restoranlarda ödenen hesaplarda kredi kartı kullanımının %95'lere ulaşmasıyla birlikte, tamamen gönüllülük esasına dayalı olarak verilen bahşişin kredi kartı yöntemiyle ödenmesinin mevcut yasalar çerçevesinde ancak "servis ücreti" adı altında mümkün olduğunu ifade ederek, Mevcut durumda %55'e varan kesintiler sonrası çalışana aktarılan tutarın çok azaldığını, yeni düzenlemeyle bahşişin sadece %10'luk bir vergi kesintisi sonrası çalışanlara aktarılacağını belirtti.



Nitelikli İş Gücüne ve Kayıtlı Ekonomiye Destek

Yeni uygulama ile çalışanlar daha fazla gelir elde edecek ve bu gelirlerin tamamı kayıt altına alınabilecek. Böylece nakit bahşişleri gelir olarak gösterememe sorunu ortadan kalkacak. Gelir İdaresi için kayıt dışı olan nakit bahşiş ekonomisi üzerinden %10 ilave gelir sağlanacak. Bu düzenleme, sektör çalışanlarının gelirlerini artırarak nitelikli iş gücünün sektöre kazandırılmasını ve ülkemizin misafirperverlik geleneğine katkı sağlayacak. Şeklinde konuşanları özetledi.

yilmazparlar@yahoo.com

2 Haziran 2024 Pazar

Gastro Show 2024, Türk Mutfağının Küresel Yolculuğu-Yılmaz Parlar

   Gastro Show 2024, Türk Mutfağının Küresel Yolculuğu

Türkiye'nin zengin ve çeşitli mutfak kültürünü dünyaya tanıtmayı amaçlayan önemli bir kuruluş olarak öne çıkan Başkanlığını Gürkan Boztepe’nin yaptığı Gastronomi Turizm Derneği (GTD), 30-31 mayıs tarihlerinde düzenlenen ve çok yoğun ilgi gören Gastro Show 2024 zirvesini, Turkuvaz Medya konferans salonunda gerçekleştirdi



 2015 yılında kurulan GTD, Türk mutfağının ulusal ve uluslararası arenada hak ettiği değeri görmesi için çalışıyor. Bu dernek, gastronomi turizmini teşvik ederek, yerel üreticilerden şeflere, restoranlardan turizm acentelerine kadar geniş bir yelpazede işbirlikleri geliştiriyor.

 GTD'nin en büyük başarılarından biri, Türkiye'nin her bölgesine özgü lezzetlerin tanıtımını yapması ve bu lezzetleri dünya gastronomi haritasına sokmasıdır.

 Dernek, düzenlediği etkinlikler ve festivallerle Türk mutfağının çeşitliliğini ve derinliğini gözler önüne seriyor.

 GTD'nin organize ettiği "Gastronomi Festivalleri" sadece yerel halkı değil, aynı zamanda uluslararası ziyaretçileri ve konuşmacılarıda de kendine çekiyor. Bu festivallerde, geleneksel tarifler modern dokunuşlarla yeniden yorumlanarak sunuluyor ve ziyaretçilere eşsiz bir deneyim yaşatılıyor.

 


Ayrıca GTD, eğitim programları ve seminerlerle gastronomi alanında bilgi ve beceri paylaşımını teşvik ediyor. Türkiye'nin dört bir yanından gelen şefler, gastronomi öğrencileri ve yemek tutkunları, bu programlar sayesinde hem yerel hem de uluslararası mutfak trendlerini öğrenme fırsatı buluyor.

Bu sayede, Türk mutfağına dair bilgi birikimi artarken, genç yeteneklerin de önünün açılması sağlanıyor.

GTD'nin vizyoner çalışmaları, Türk mutfağının sadece bir yemek kültürü olarak değil, aynı zamanda bir yaşam tarzı olarak benimsenmesine de katkıda bulunuyor.

 Dernek, sürdürülebilirlik ilkesiyle hareket ederek, yerel üreticilerin desteklenmesi ve geleneksel tarım yöntemlerinin korunması için projeler yürütüyor. Bu projeler, hem çevresel hem de ekonomik anlamda sürdürülebilir kalkınmayı hedefliyor.



İzliyebildiğimiz paneller;

“Dünya’da Gastronomi Turizmi ve Türkiye Gücü” Moderatör, Topkapı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Emre Aklin, panrlistler, Azerbaycan Gastronomi ve Aşçılar Federasyonu Başkanı Tahir Amiraslanov, Rusya Restoranlar ve Otelciler Federasyonu Başkanı İgor Bukharov ve Dünya Gastronomi Derneği Başkanı Erik Wolf,

Gastronomi Turizmi Derneği Başkanı Gürkan Boztepe, ve Şef Somer Sivrioğlu özel oturum

 “Uluslararası Mutfak ve Sokak Lezzetleri” panelinde, Esra Sinanoğlu moderatör, panelistler Develi Lokantası Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Develi, Sabırtaşı Restoran Sahibi Mustafa Topçuoğlu ve Başyazıcı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Murat Başyazıcıoğlu,

 “Modern Türk Mutfağı” panelinde moderatör Gastronomi Turizmi Derneği Başkanı Gürkan Boztepe, panelistler Şef Murat Bozok, Günaydın Restoran Zinciri Kurucusu Cüneyt Asan ve Feriye Lokantası Şefi Birkan Erköylü,



“Sağlıklı Beslenme ve Dünyadaki İklim Değişikliğinin Yemeklere Etkisi” paneli, Çevre Mühendisi ve Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Efsun Dindar moderatör, Panelistler, Demsa Group Yönetim Kurulu Başkanı Demet Sabancı Çetindoğan, INOKSAN Yönetim Kurulu Başkanı Vehbi Varlık, Türk roman yazarı Sema Soykan ve Koçulu Peynircilik Yönetim Kurulu Başkanı İlhan Koçulu,

“Gastronomi Turizmindeki Yeni Trendler” paneli, Gastronomi Turizmi Derneği Başkanı Gürkan Boztepe moderatör, panelistler. Pronto Tur Yönetim Kurulu Başkanı Ali Onaran, Arzum Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kolbaşı, Gastronomi Yazarı-Kahve Uzmanı Cenk Girginol ve Espressobar Kurucu Ortağı Sam Çeviköz,

PanelLerdeki özet;

Günümüz dünyasında turizm sektörü, değişen tüketici tercihleri ve teknolojik yeniliklerle birlikte hızlı bir dönüşüm geçiriyor. Bu dönüşümün merkezinde ise gastronomi turizmi yer alıyor.

Ziyaretçiler artık yalnızca doğal güzellikler ve tarihi yapılarla yetinmiyor; aynı zamanda gittikleri yerlerin mutfak kültürünü keşfetmek, yerel lezzetlerin tadına bakmak istiyorlar. Bu bağlamda, gastronominin turizmdeki önemi giderek artarken, Türk kahvesi gibi yerel ve tarihi ürünlerin markalaştırılması büyük bir potansiyel taşıyor.

Gastronomi turizmi, seyahat edenlerin bir destinasyonu seçerken o bölgenin yiyecek ve içecek kültürünü deneyimleme arzularının ön plana çıkmasıyla şekilleniyor. Özellikle, Michelin yıldızlı restoranlardan sokak lezzetlerine kadar geniş bir yelpazede sunulan yiyecekler, turistlerin unutulmaz anılar biriktirmelerine yardımcı oluyor. Bu trend, aynı zamanda yerel ekonomilere de büyük katkılar sağlıyor. Çünkü gastronomi turizmi, bölgesel ürünlerin tanıtılmasını ve bu ürünlerin global pazarda yer edinmesini kolaylaştırıyor.

Gastronomi Turizmi Derneği Başkanı Gürkan Boztepe her zaman Michelin yıldızlı restoranlar gibi Türk mutfağı işletmelere bizim kendimizin onaylı marka tescilli olmasınının mücadelesini veriyor.



Türk Kahvesi: Bir Kültür Mirası

Gastronomi Turizmi Derneği Başkanı Gürkan Boztepe panelde yine Türk Kahvesinin önemini vurgulayan sorularla markalaşması gerektiğini panelde masaya yatırdı.

Türk kahvesi, Türkiye'nin zengin kültürel mirasının önemli bir parçasıdır. UNESCO tarafından Somut Olmayan Kültürel Miras olarak kabul edilen Türk kahvesi, hazırlama ve sunum ritüelleri ile diğer kahve türlerinden ayrılır. İnce çekilmiş kahve çekirdeklerinin cezve adı verilen özel bir kapta su ve şekerle kaynatılmasıyla hazırlanan bu kahve, köpüğü ve kendine has lezzeti ile tanınır.

Türk Kahvesinin Markalaştırılması

Türk kahvesinin global pazarda hak ettiği yere gelmesi için markalaştırma çalışmaları büyük önem taşıyor. İşte bu süreçte izlenebilecek bazı stratejiler:

Kalite Standartları ve Sertifikasyon: Türk kahvesinin kalitesini garanti altına almak için belirli standartlar ve sertifikasyon sistemleri oluşturulmalıdır. Bu, hem iç pazarda hem de dış pazarda güvenilirliği artıracaktır.

Kültürel Tanıtım: Türk kahvesinin tarihçesi ve kültürel önemi, etkili bir şekilde vurgulanmalıdır. Bu amaçla belgeseller, tanıtım filmleri ve sosyal medya kampanyaları kullanılabilir.

Uluslararası Etkinlikler: Kahve festivalleri ve fuarlarına katılım sağlanarak Türk kahvesinin dünya genelinde tanıtılması sağlanabilir. Ayrıca, uluslararası barista yarışmalarında Türk kahvesi kategorisi oluşturulabilir.

Turistik Deneyimler: Türkiye'de turistlere yönelik özel kahve atölyeleri ve tadım etkinlikleri düzenlenebilir. Bu etkinlikler, turistlerin Türk kahvesi kültürünü daha yakından tanımalarına ve deneyimlemelerine olanak tanır.

Pazarlama ve İhracat Stratejileri: Türk kahvesinin ambalaj tasarımı, hikayesi ve pazarlama stratejileri global pazarlara hitap edecek şekilde düzenlenmelidir. Online satış platformları ve yurtdışında kurulacak dağıtım ağları ile Türk kahvesi dünya çapında daha erişilebilir hale getirilebilir.

Turizmde yeni trendlerin başında gelen gastronomi turizmi, Türk kahvesi gibi yerel ve kültürel değerlerin ön plana çıkmasına büyük katkı sağlamaktadır. Türk kahvesinin markalaştırılması, hem Türkiye'nin kültürel mirasını koruyacak hem de ekonomiye yeni bir dinamizm kazandıracaktır. Bu hedeflere ulaşmak için stratejik adımlar atılmalı ve global pazarlarda Türk kahvesinin tanınırlığı artırılmalıdır. Bu sayede, Türk kahvesi sadece bir içecek olmaktan çıkarak, dünya çapında bir marka haline gelecektir.



Gastro Show 2024 zirvede konuşmacılar Listesi;

Mehmet Nuri Ersoy (T.C. Kültür ve Turizm Bakanı ), Erik Wolf (Dünya Gastronomi Derneği Başkanı),Chantal Cooke (Seyahat Yazarı), Ali Onaran (Pronto Tur Yönetim Kurulu Başkanı), Bülent Akarcalı (Eski T.C. Kültür ve Turizm Bakanı), Cenk Girginol (Kahve Uzmanı), Davut Gül (T.C. İstanbul Valisi), Demet Sabancı Çetindoğan (Demsa Grup Yönetim Kurulu Başkan Vekili), Doç.Dr.Efsun Dindar (Çevre Doğa ve Sağlık Komitesi Başkanı), Fatma Şahin (Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı) Hakan Meriçliler (Oyuncu), İlhan Koçulu (Koçulu Peynircilik), Murat Kolbaşı (Arzum Genel Müdürü), Nuri Develi (Develi Restoran), Özlem Bozkurt Gevrek (T.C. İstanbul Vali Yardımcısı), Sema Soykan (Araştırmacı-Yazar), Tamer Levent (Sanat Yönetmeni), Vehbi Varlık (Inoksan Yönetim Kurulu Üyesi), Funda Karayel (Gazeteci), Birkan Erköylü ( Feriye Lokanta Şefi), Cüneyt Asan (Günaydın Et Kurucu Ortağı), Murat Bozok (Şef), Somer Sivrioğlu (Şef), Umut Karakuş (Muuto Şef), Nadir Alpaslan (T.C. Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı), Igor Bukharov (Rusya Restoranlar ve Otelciler Federasyonu Başkanı), Prof.Dr. Emre Aklin (Topkapı Üniversitesi Rektörü),

Murat Başyazıcıoğlu (Sabırtaşı Restoran), Birkan Erköylü, Sema Soykan (Araştırmacı-Yazar), İlhan Koçulu (Koçulu Peynircilik), Ali Onaran (Pronto Tur Yönetim Kurulu Başkanı), Murat Kolbaşı (Arzum ),

Cenk Girginol (Kahve Uzmanı), Sam Çeviköz (Moc Coffee), Turgay Bucak (İzmir Aşçılar Derneği Başkanı ), Cem Tanır (Hepsiburada), Tahir Amiraslanov (Azerbaycan Gastronomi ve Aşçılar Federasyonu Başkanı ), Mustafa Topçuoğlu (Sabırtaşı Restoran İçli Köfte), Murat Başyazıcıoğlu  (Başyazıcı Et), Çiğdem Seferoğlu (Şef), Serdar İzbeli (İzbeli Çiftliği ), Osman Sağdiç (Meat Burger), Yusuf Mayda  (Crowne Plaza Genel Müdürü), Cem Polatoğlu (Tur Andiamo),

 İki gün süren zirve sonrasındaki Gastro Show 2024 mükemmel bir organizasyonla ve hiperaktif olarak gerçekleşti.

 yilmazparlar@yahoo.com

20 Nisan 2024 Cumartesi

2024-Çek Food Festivali-Yılmaz Parlar

Çek Tatların Buluşması

Çek Cumhuriyeti İstanbul Konsolosluğu, “Czech Food Festival” adıyla Lezzet Dolu Bir Şölene Ev Sahipliği Yaptı,



Slovak Mutfağının Lezzetleri, Slovakya'nın zengin mutfağı, dağların tadını ve tarihini yansıtır.

İstanbul'un kültürel çeşitliliği, bu kez Çek mutfağının enfes lezzetleriyle buluştu. Çek İstanbul Konsolosluğu, birbirinden lezzetli yemekleriyle dikkat çeken bir yiyecek festivaline ev sahipliği yaptı. ÇEK Food Festival adıyla 18-20 Nisan 2024 tarihleri arasında  düzenlenen etkinlik, lezzet tutkunlarını bir araya getirirken, birbirinden özgün Çek ve Slovak yemekleriyle damakları şenlendirdi.



Çek Mutfağı, Tarihin Lezzet Dolu İzleri

Çek'in zengin kültürel mirası, tarih boyunca pek çok medeniyetin etkisi altında kalarak muhteşem bir mutfak ortaya çıkardı. Bugün, bu lezzetli miras, geleneksel tatları modern dokunuşlarla harmanlayarak dünya mutfak sahnesinde kendine sağlam bir yer ediniyor.



Çek Cumhuriyeti 'nin eşsiz lezzetleri, gastronomi dünyasında yeni bir heyecan dalgası yaratdı.

Bohemya'nın mistik atmosferinden Moravya'nın sıcaklığına kadar uzanan bu topraklarda, birbirinden enfes yemeklerle dolu Festival Lezzet Dolu Bir Macera yaşatdı.

Çek mutfağı, tarih ve kültürle harmanlanmış benzersiz lezzetler sunarak dünyada büyük bir hayran kitlesi edinmiştir. Bu yemekler, geçmişin izlerini bugüne taşıyan birer lezzet şölenidir ve her lokma, bu muhteşem coğrafyanın zenginliğini keşfetme fırsatı sunar

Çek Gastronomi Food Festivali, sadece yemeklerle sınırlı kalmıyor; aynı zamanda müzik, dans ve sanatın da bir araya geldiği renkli etkinliklere ev sahipliği yaptı.

Çek mutfağı, tarih ve kültürün zengin mirasıyla harmanlanarak ortaya çıkmıştır. Bu mutfağın belki de en bilinen lezzeti, nefis bir aroma ve sulu bir dokuyla dikkat çeken gulaş  yemeğidir. Et ve sebzelerin bir araya geldiği bu lezzetli yemek, adeta bir ziyafet sunar.



Çek Mutfağına Lezzetli Bir Bakış

Çek Cumhuriyeti 'nin yemek kültürü, taze ve yerel malzemelerin kullanımıyla öne çıkıyor. Ülkenin her bölgesinde farklı lezzetler bulunsa da, genel olarak et ve patates ağırlıklı bir mutfakla karşılaşıyoruz. Bununla birlikte, sebzelerin ve çeşitli tahılların da önemli bir yeri var. Geleneksel olarak, Çek yemekleri doyurucu ve lezzetli olmalarıyla bilinir.



Festivalde, gulaşın doyurucu tadı, kachena'nın eşsiz aroması ve svichkova'nın lezzetiyle buluşturdu

Çek Cumhuriyeti İstanbul Konsolosluğu'nun düzenlediği yemek festivali, ülkenin damak tadını keşfetmek isteyenler için bir fırsat sundu.

Çek mutfağının belki de en popüler en ikonik yemeği, svíchkova soslu dana etidir. Bu yemek, ince dilimlenmiş bonfile et, kremalı bir sos, yanında knedliky adı verilen bir çeşit patates veya ekmek topuyla kızılcık sosu ile sunulur. Hatta Çekler arasında ana yemeklerin kraliçesi olarak da bilinirmiş Svíchkova

Bunun dışında, gulaş da Çek mutfağının vazgeçilmezlerinden biridir. Bu, koyu et yahnisi türünde bir yemektir ve genellikle sıcak bir ekmeğin veya patatesin üzerine servis edilir

Ekstra karakterli geleneksel gulaş sosuna koyu, canlı bir kırmızı renk veren, kırmızı biber yığınlarıyla cesurca tatlandırılan, yavaş pişirilen bir sığır çorbası veya güvecidir.

Bu bir güveç mi? Çorba mı? Et suyu miktarı ve içindeki maddeler açısından ikisi arasında bir nevi yatıyor. Geleneksel Gulaş'ta dikkat çeken bir şey de et suyunun güveçte düşündüğünüzden daha ince olması ve un veya kremayla koyulaştırılmamasıdır.



Tatlıların Zaferi

Tatlılara gelince, Tatlı severler için Çek tam bir cennettir. Trdelník, sokak lezzetlerinin vazgeçilmezi olan, bir çörek çeşididir. Bu, dışı çıtır çıtır içi yumuşacık bir hamurun döner şeklinde pişirilmesiyle elde edilir ve genellikle tarçın veya ceviz ile servis edilir. Ayrıca Kolace meyveli bir sevilen tatlıdır



 Bohemya'nın Harika Bira Kültürü

Bira severlerinin favorisi Budweiser Budvar. Çek, dünya çapında ünlü bir bira kültürüne sahiptir. Bohemya bölgesinde üretilen biralar, uzun bir tarihe dayanan geleneksel üretim teknikleriyle ünlüdür.

ÇEK Food festivali, hem lezzet dolu bir gün geçirmek isteyen İstanbulluları hem de farklı kültürleri keşfetmek isteyenleri bir araya getirerek unutulmaz bir deneyim yaşattı. 

yilmazparlar@yahoo.com

18 Mart 2024 Pazartesi

Hatay Mutfağı, Lezzetlerin Başkenti-Yılmaz Parlar

  Hatay Mutfağı, Lezzetlerin Başkenti

Hatay Mutfağı, Tarih Ve Kültürle Harmanlanmış Bir Mutfaktır

Türkiye'nin güneyinde, tarihin derin izlerini taşıyan Hatay bölgesi, sadece tarihi ve kültürel zenginlikleriyle değil, aynı zamanda damak tadına hitap eden eşsiz mutfağıyla da dikkat çekmektedir.



Hatay mutfağı, Türk mutfağının en zengin ve özgün bölgelerinden biridir. Tarihi ve kültürel geçmişinin yansımalarını lezzetli yemekleriyle sunan Hatay, bir gastronomi cennetidir. Zengin ve çeşitli lezzetleriyle gastronomi dünyasında ayrıcalıklı bir konuma sahiptir.



Hatay mutfağının temel özelliklerinden biri, çeşitli medeniyetlerin etkisinde kalmış olmasıdır. Akdeniz, Arap, Hint ve Anadolu mutfaklarının birleştiği Türk, Yahudi, Ermeni ve Süryani gibi farklı kültürlerden izler bulunan bu etkileşim, Hatay mutfağını diğer bölgelerden ayıran unsurların başında gelir. Bu kültürlerin birleşimiyle ortaya çıkan yemekler, özgün ve lezzetli tatlar sunar. Birbirinden lezzetli yemekleriyle herkesin damak zevkine hitap eder. Herkesi kendine hayran bırakan bir deneyim sunar



Hatay'ın eşsiz coğrafyası ve iklimi, çeşitli tarım ürünlerinin yetişmesine olanak sağlayarak, mutfak kültürünün zenginleşmesine katkıda bulunmuştur.

Bu nedenle Hatay mutfağı, hem Türkiye'nin hem de dünyanın en iyi mutfakları arasında yer almayı hak eder.



Coğrafi konumunun etkisiyle birçok kültürü barındıran ve sentezleyen bir yapıya sahip Hatay mutfağını tanıtan “Tennurden Ditse” belgeseli,  Başkanlığını Fahir Semir Abacı’nın yaptığı Hatay Dayanışma Derneğin ev sahipliğinde, Başkanlığını Gürkan Boztepe’nin yaptığı GTD Gastronomi Turizm Derneği üyelere gösterildi. Belgesel sonrası Konuşmacılar, Akdeniz'in taze ürünleri, Orta Doğu'nun baharatları ve yöresel malzemelerin buluşmasıyla ortaya çıkan lezzetleri, birbirinden özgün tatlarla damakları şenlendiren mutfak hakkında bilgiler sundular.



 Hatay mutfağının tarihini ve kültürel önemini vurgulayan, Hatay Dayanışma Derneğin düzenlediği Etkinliğe, Dernek üyeleri, GTD üyeleri, basın mensupları, gastronomi yazarları, restoran sahipleri, yöresel ürün üreticileri ve elit konuklar katılım sağladılar. Açılış Konuşmasında,  Başkan Fahir Semir Abacı özetle; “Toplantı amacımız Sümerlerden günümüze kadar taşıdığı tarihi kültüre işaret eden Tennurden Diste’, yani ‘Tandırdan Kazana’  isimli belgeseli izlemek.



 Hatay mutfağının tarihi kültürüne dikkat çekmek ve depremden sonra Hatay il ve ilçelerinde Hatay mutfağına uygun gastronomi sokaklarının planlanıp hayata geçirilmesi için dikkat çekmektir. Bu etkinliği organize ettiğimiz kişilere ve katılımcılara teşekkür ediyoruz. Hatay, tarihi ve kültürel zenginlikleri ile bilinen bir turistik destinasyondur. Bu bölgede yaşanan depremler bile Hatay mutfağının zenginliğini yok edememiştir. 6 Şubat 2023 tarihli deprem sonrasında bu mutfağın ayakta kalması için desteklenmesi gerekmektedir. Belediyelerin Hatay il merkezi ve ilçelerinde gastronomi sokakları oluşturmayı planlamaları çağrısında bulunuyoruz. Bu konulardaki taleplerimizi belediye başkanlarına ileterek takipçisi olacağız. 'Tandırdan Kazana' belgeseli Hatay mutfağının tarihi kültürüne işaret etmektedir.”dedi



Belgesel Yönetmeni Prof. Dr. Sedat Cereci, Hatay mutfağının farklı kültürlerin birleştiği bir nokta olduğunu ve Hiristiyan, Yahudi, Sünni, Alevi,  Kürt, Türk, Arap, Ermeni, Rum, Süryani mutfak kültürlerinin harmanlandığını vurguladı

 Türkiye'nin gastronomi turizmi alanında öncü bir konuma gelmesine katkı sağlayan, Ülkemizin mutfak kültürünü tanıtarak ekonomik kalkınmaya da katkıda bulunan, Bu faaliyetler sayesinde Türkiye, gastronomi turizmi anlamında dünya çapında tercih edilen bir destinasyon haline gelmesini amaçlayan, GTD - Gastronomi Turizmi Derneği Başkanı Gürkan Boztepe, Hatay mutfağının Türkiye içindeki önemine ve bu güzel lezzetleri ortaya çıkaran  maharetli şeflerimize teşekkür etti.

 GTD Gastro Turizm Derneği, Türkiye'nin mutfak mirasını korumak ve gelecek nesillere aktarmak için önemli bir köprü görevi üstleniyor. Herkesi bu lezzet dolu yolculuğa katılmaya ve Türkiye'nin gastronomi hazinelerini keşfetmeye davet ediyor.



Özellikle zeytinyağlılarıyla ünlü olan Hatay mutfağında, yöresel sebzelerin ve otların ustaca işlenmesiyle Hatay Dayanışma Derneğince ve Hatay’lı sponsor restoranlar tarafından hazırlanan yemeklerden Çorba, peynir  çeşitleri, babağannuc, haydari, tuzlu yoğurt, humus, yaprak sarma, İçli köfte, kaytaz, lahmacun, biberli ekmek, kömbe, iftarda konuklara ikram edildi. Damaklarda unutulmaz izler bıraktı

Hatay mutfağının şöhreti sadece ana yemeklerle sınırlı değil, tatlılar konusunda da oldukça iddialı olan  "Künefe ve kabak tatlısı ikramlar arasında oldukça ilgi gördü.

 Hatay mutfağının bu kadar zengin ve lezzetli olmasının sebeplerinden biri de, bölgenin tarihi ve kültürel geçmişidir. Hatay, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış ve bu da mutfağa farklı kültürlerin izlerini taşımıştır.

 yilmazparlar@yahoo.com

1 Mart 2024 Cuma

Lezzet Göçünün İzinde Aile Mirası Reçeteler-Yılmaz Parlar

   

 Aile Mirası Reçeteler- Kuşaktan Kuşağa Aktarılacak Lezzet Hazinesi

Geleneksel Yemek Tarifleri, Kültürel Mirasın Taşıyıcısı

Lezzet Göçünün İzinde  Aile Mirası Reçeteler




Gastronomi, sadece bir mutfak sanatı olmanın ötesinde, bir toplumun kültürel kimliğinin ve mirasının bir yansımasıdır. Bu bağlamda, aile mirası yemek tarifleri, geçmişin yaşayan birer anıtıdır. Her yemeğin içinde bir hikaye barındırdığı gibi, onları hazırlamak da geçmişin izlerini sürmek ve gelecek nesillere aktarmak demektir. Ailelerin mutfağında yankılanan bu lezzetler, kuşaktan kuşağa taşınarak yaşatılan bir hazine niteliği taşır.



Göçmen Artisan Bakery’nin desteği ile Selin Atasoy’un hayata geçirdiği, Sahrap Soysal’ın danışmanlığını yaptığı Okan Bayülgen’in katıldığı  “Aile Mirası Reçeteler” proje kapsamında kitabı tanıtıldı.




Quasar tower Dada Kabartt’de 29 Şubat 2024 Perşembe günü düzenlenen toplantıda Okan Bayülgen, Selin Atasoy, Sahrap Soysal konuşma gerçekleştirdiler

Kültürel Bağlam ve Değer; Yemek tarifleri, bir kültürün derinliklerine inmek için önemli bir pencere sunar. Her tarif, o toplumun tarihinden, coğrafyasından ve hatta inanç sistemlerinden izler taşır. Bir aile tarifi, sadece bir yemeğin nasıl yapıldığını değil, o ailenin geçmişine dair ipuçları da sunar. Kimi tarifler, bayram sofralarının, düğünlerin ya da özel günlerin vazgeçilmez lezzetleri olarak öne çıkar. Bu yüzden, bu tarifler sadece malzemelerden değil, aynı zamanda anılardan da oluşur.



Gelecek Nesillere Aktarılması: Aile mirası yemek tariflerinin önemi, gelecek nesillere aktarılmasında yatar. Bu tarifler, bir ailenin köklerini hatırlatmanın yanı sıra, yeni nesillere aidiyet duygusu aşılar. Anneannelerden, babaannelerden ya da aile büyüklerinden alınan bu tarifler, genç kuşakların kimliklerini oluşturmalarına katkı sağlar. Ayrıca, bu tariflerin kuşaktan kuşağa aktarılması, bir kültürün devamlılığını ve birliğini sağlar.



Yeniden Canlandırma ve Modernleştirme: Geleneksel yemek tarifleri sadece geçmişi hatırlatmakla kalmaz, aynı zamanda geleceğe de ilham verir. Modern mutfak teknikleri ve malzemeleriyle birleştirilerek, bu tarifler yeniden canlandırılabilir ve günümüz damak zevkine uygun hale getirilebilir. Bu, geleneksel lezzetleri yaşatmanın yanı sıra, onları gelecek kuşaklara da ulaştırmanın bir yoludur.





Aile mirası yemek tarifleri, sadece mutfakta değil, aynı zamanda bir toplumun kültürel ve tarihsel dokusunu korumanın bir yolu olarak da değerlidir. Bu tarifler, birçok neslin bir araya gelmesini sağlayan, paylaşılan anılarla dolu bir masa oluşturur. Onları korumak ve gelecek kuşaklara aktarmak, kültürel zenginliğimizi ve aidiyet duygumuzu güçlendirir. Bu nedenle, aile mirası yemek tariflerinin önemi asla küçümsenmemeli ve her bir tarif, bir hazine gibi korunmalıdır.

 


 Aile Mirası Reçeteler” projesi, kapsamında farklı geleneksel reçeteler aracılığıyla bu tariflerin ait olduğu dünyanın dört bir yanından Türkiye’ye göç eden ailelerin hikayelerini ve tariflerini kapsıyor.

Süryani, Ermeni, Musevi, Rus, Çerkes, Girit, Boşnak, Rum, Kürt, Arnavut, Bulgar ve diğer mutfak lezzetlerinin göçlerden sonra Türkiye’de nasıl yaşatıldığının ve aktarıldığının izlerini taşıyacak kültürlerin uyumunu işaretliyecek.

Aile Mirası Reçeteler, Kitabın içinde tarifi, yazısı olan “Mardin Bereketi” yemek kitabı yazarı Nadya Şener’e Aile mirası yemek tariflerinin önemini sorduğumuzda, “Kültürel mirasımızın korunmasında büyük bir rol oynamaktadır. Bu tarifler, yıllar boyunca kuşaktan kuşağa aktarılarak geçmişten gelen bir lezzet yolculuğu sunmaktadır. Bu tariflerin değerini anlamak için; Kültürel Kimliği Koruma, Toplumun Tarihini Taşıma, Yaratıcılığı ve Yetenekleri Geliştirme, Lezzet Deneyimi, Birlik ve Dayanışmayı Teşvik, Gibi noktaları içerdiğinden önemlidir.” Cevabını alıyoruz.

 


Nadya Şener “Yani, aile mirası yemek tarifleri, kültürel mirasımızın önemli bir parçasıdır. Bu tariflerin korunması ve kuşaktan kuşağa aktarılması, geçmişimizi tanımak, birleşmek ve aidiyet hissi yaşamak için önemlidir. Ayrıca, bu tariflerin pratiği, mutfak becerilerimizi geliştirir ve bize özgün tatlar sunar. Aile mirası yemek tarifleriyle büyümek, kendimize ve köklerimize bağlılık duygusu geliştirir.” Şeklinde özetliyor.

 

 yilmazparlar@yahoo.com